2023 de geldi çattı.

Yirmi yıldır söylenegelen yerli uçaklar, uzay yolculukları, dünyanın en gelişmiş ilk beş ülke içerisinde yer alma vaatleri 2073’e kaldı. Neredeyse çeyrek asırdır tek başına iktidar olan AK Parti, ülkeyi düştüğü ekonomik, sosyal, uluslararası bunalımdan yine kendilerinin kurtaracağını vadediyor.

Aslında şunu diyor; “Biz hem iktidarız hem muhalefet”.

“Komünist Partisi kurulacaksa biz kurdururuz” mantıklı bir iktidar vardı. Ondan daha ileri bir demokrasi(!) anlayışı bu “Muhalefet gerekiyorsa, biz onu da yaparız”.

Peki, asıl muhalefet olan muhalefet ne yapıyor:

Toplantı yapıyor.

Sonra gaf yapıyor.

Pot kırıyor.

Solcuyum diyor sağcılık oynuyor.

Dinin siyasete alet edilmesine karşı çıkıp hafızlığa soyunuyor.

Kırk takla atsa oy devşiremeyeceği kitlelere şirin görüneceğim derken kendi seçmenini çileden çıkarıyor.

Memleket Partisi Genel Başkanı da farkına varmış olmalı ki bu durumun; “İktidarı da muhalefeti de gönderin, gelin bize” diye bağırıyor.

Haklı diyeceğim; ancak çağrı zamansız.

Şimdi odaklanılacak tek sorun bu garip sistem.

Önce bu meseleyi halletmek zorunda ülke.

Ki; yargısı, eğitim öğretimi, her alandaki bürokratı ile önce liyakatin esas alındığı bir devlet yapılanmasına kavuşabilsin.

Ve bu memleket, badem bıyığın, imam hatipliliğin, belli cemaatlerin olmazsa olmaz referans kabul edildiği bir iradeden kurtulsun.

İyi eğitimin, çağdaş düşüncenin, iş bilmenin esas alındığı bir iradeyle buluşsun.

Sonra daha ince düşünmeye de gelecek sıra.

Şimdi enerjimizi ve mesaimizi sadece ve sadece 2023 seçimlerine ayırmak zorundayız.

Yoksa 2073’e kalmak var bir de…