Ülkenin neredeyse üçte biri, büyük bir felaketin girdabında savruluyor.
Evleri yıkılmış. İşyerleri, işleri ile birlikte çökmüş.
Kimi anasını, kimi babasını, kimi çocuğunu kimi tüm yakınlarını yitirmiş.
Hala enkazın altında yakınlarının çıkarılmasını bekleyen var.
Hava soğuk. Kış koşullarına uygun olmayan üç beş kişilik çadırlarda on, on beş kişi kalıyor.
Kızılay çadır satmakla meşgul. AFAD’ın yerini Ahbap almış. Ahbap, görevlerinden biri afetzedelere çadır dağıtmak olan Kızılay’dan çadır satın alıyor.
Çocuklar üşüyor. Anneler, babalar…. üşüyor.
Depremden bu yana banyo yapamayan binlerce kişi var. Tuvalet yok.
Gelen yardımları dağıtmak için doğru dürüst bir organizasyon yapılamamış.
Hatay’dan “içmeye su!” feryatları yükseliyor.
Çoluk çocuk, yaşlı genç tüm ülke için için ağlıyor.
Yüzyılların felaketini yaşıyoruz. Bırakın gülmeyi, gülümsemek bile sanki depremzedelere ihanetmiş gibi geliyor.
Gelecek kaygısı tüm ülkeyi özellikle gençliği kuşatmış.
Altılı masa bir umuttu. AKŞENER masadan kalktıydı; yok kaldırıldıysa…
Ne olduysa oldu? Yorum yapmak bile sonraya kalsın, bırakın eleştiriyi.
Umut olmaya devam etsin.
Tek teselliniz bu.
YAZAR: Levent GÜNDOĞAN
ASAYİŞ
3 gün önceDÜNYA
24 gün önceGÜNDEM
25 gün önceASAYİŞ
28 gün önceGÜNDEM
19 Eylül 2024DÜNYA
19 Eylül 2024DÜNYA
19 Eylül 2024