İlkokul yıllarında Cin Çukurunda oynanan Bandırmaspor maçlarını izlemek için okuldan kaçan Emel Işık’ın 45 yıllık borda beyaz sevdası hiç azalmadı. Her maç Yeni Kapalı C Blok’taki yerini alan Işık, ‘Tribün erkek işidir’ zihniyetini yıktı.
Bandırmaspor aşkı bazen evinin yolunu kaybettirir bir kadına, bazen bir oyuncu sakatlanınca hüngür hüngür ağlatır kendi canı yanmış gibi. Bazen de tüm önyargılara rağmen olmak istediğin yerden vazgeçmemeyi öğretir bir kadına. Bandırma’nın lodosuna, poyrazına, takımının bordo beyazına aşık bir kadının hikayesi bu. Bandırmaspor sevgisinin ruhuna işlediği 58 yaşındaki Yat Kaptanı Emel Işık, takımının maçlarını kaçırmıyor. Işık’ın en büyük üzüntüsü ise pandemi nedeniyle deplasman maçlarında takımını destekleyememesi. Tribünde zaman zaman tek kadın olarak zaman zamanda tribün arkadaşlarının eşleri ve çocuklarıyla maçları izleyen bordo beyaz sevdalısı, tribünlerde daha fazla kadın taraftar olmasını çok istediğini söyledi.
“TRİBÜNDE EVİMDE GİBİ GÜVENDEYİM”
Kadınlara seslenen Işık, “Tribün erkek işidir zihniyetini yıkmak kadıların elinde. Madem eşitiz diyoruz o zaman tribündeki kadın sayısını arttırmalıyız. Benim olduğum yerde kimse küfür etmiyor. O kadar bütünleştim ki tribünle kendimi evimde gibi güvende hissediyorum. Çünkü tribündekiler benim manevi ailem. Bandırmalı kadınlarımıza sesleniyorum. Hiçbir kadın tribüne girmekten korkmasın. Tribündeki sayımızı arttırarak takımımıza hep birlikte destek verelim.” diye konuştu.
Çirkin ve kötü tezahürata engel olmak ve ailelerin rahatlıkla izleyebileceği müsabaka ortamlarını oluşturmanın kadınların ellerinde olduğuna vurgu yapan Işık, “Kurtuluş Savaşı’nda cepheye mermi taşıyan, aş taşıyan kadınlarımızla Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmayı başardık, tribünleri mi değiştiremeyeceğiz. Kadınlar sadece tribünlerde değil, futbola dair her yerde olmalıdırlar” şeklinde konuştu.
“CİN ÇUKURU ATMOSFERİ BAMBAŞKAYDI”
İlkokul yıllarında başlayan Bandırmaspor sevgisinin yıllar geçtikçe bir tutkuya dönüştüğüne dikkat çeken Işık, Cin Çukurundaki atmosferin ise bambaşka olduğunu ifade etti. Işık, “17 Eylül İlköğretim Okulu’nda okurken sık sık kaçıp maçlara giderdim. Cin Çukuru ruhu ayrıydı. O ruh Bandırmaspor camiasındaki birçok kalbi günümüzde bile esir almış durumda” sözleriyle Cin Çukuru’na duyduğu özlemi ifade etti. Bandırmaspor tribünlerinden biri olarak her Balıkesirspor maçının kendisi için ayrı önem arz ettiğini kaydeden Işık, “Balıkesirspor ile yarım kalmış bir hesabımız. Oyuncularımız bu maçta galip gelerek şehirde bayram havası yaşatacaktır” sözleriyle yaklaşan derbi öncesi oyunculardan galibiyet beklediklerinin altını çizdi.
“MAĞLUBİYETLERDE YOLUMU KAYBEDİYORUM”
Her maça Kayacık Mahallesindeki evinden 17 Eylül Stadyumu’na yaklaşık 5 kilometre yürüyerek gittiğini dile getiren Işık, “Galibiyetlerin ardından eve 10 dakikada dönüyorum. Yol nasıl bitiyor anlamıyorum bile. Mağlup olduğumuz maçlardan sonra ise 2,5 saatte eve varamıyorum. Yol bir türlü bitmek bilmiyor. Gençlerbirliği maçı mağlubiyetinin ardından üzüntüden evin yolunu şaşırdım.” dedi.
“TRİBÜNDE MAÇI YAŞIYORUM”
Tribündeki heyecanın tarif edilemez bir duygu olduğuna dikkat çeken Işık, “Lokman sakatlandığında, Mulumba penaltı kaçırdığında hüngür hüngür ağladım. Tribünde iliklerinize kadar işleyen bir heyecan var. Sahadaki futbolcu kadar yoruluyor, teknik direktör gibi taktiğe kafa yoruyoruz. Tanıdık olsun olmasın her duygunun ortak yaşandığı bir atmosfer. Mutluluk, hüzün, öfke maç içinde birbirine karışabiliyor. Gerçekten tarif edilemez bir his bu” şeklinde konuştu.
“ONUR BAŞKAN’I YALNIZ BIRAKMAYALIM”
Bandırmaspor Başkanı Onur Göçmez’in yalnız bırakılmaması ve tüm şehrin destek olması gerektiğine dikkat çeken Işık, “Karaçalılık Köyü’nden gelmiş, işini gücünü bırakıp takıma sahip çıkmış. Ben neden bu takıma destek olmayayım. Herkes bu bilinçte olmalı. Bandırmaspor bu şehirde yaşayan, bu şehirde ekmek yiyen herkesin takımı. Takım atmosferinde Onur Başkan’ın gerçekten çok katkısı var. İmkanım olduğu sürece maddi manevi her desteği vermeye hazırım. Daha önceki dönemlerdeki başkanlarında hakkını yiyemem. Hepsi bu takım için büyük özveri gösterdi” dedi.
“KALECİ ZÜLKÜF’ÜN GİDİŞİNE ÇOK ÜZÜLDÜM”
Son dönemde en üzüldüğü şeylerden birinin kaleci Zülküf’ün takımdan ayrılması olduğunun altını çizen Işık, “Kaleci Zülküf kendi kardeşim gibiydi. Gidişi beni çok üzdü. Futbolun içinde bu ayrılıklar var. Zülküf’le zaman zaman görüşmeye devam ediyoruz. Lokman’ın sakatlığında da çok üzüldüm ve ağladım. Neyse ki iyileşti ve Balıkesirspor maçında takımda olacaktır. Hakemlerin performansı da beni çok üzüyor. Özellikle İstanbul ve Ankara takımlarının maçlarında hakemlerin hakkımızı yediğini düşünüyorum” diye konuştu.
News
