DOLAR 34,1128 0.27%
EURO 38,1380 0.19%
ALTIN 2.859,831,09
BITCOIN 21529411.97515%
Balıkesir
21°

PARÇALI BULUTLU

SABAHA KALAN SÜRE

  • HABERLER
  • SERVİS 1
  • SERVİS 3
  • FİNANSİF
  • HESAP
Balıkçılık artık yalnızca bir hobi değil

Balıkçılık artık yalnızca bir hobi değil

Balık fiyatlarının artmasıyla birlikte olta balıkçılığına olan ilgi gözle görülür şekilde artış gösteriyor. Hobi olarak balık tutmaya gidenler ihtiyaç doğrultusunda balığa çıkıyor.

ABONE OL
Haziran 30, 2024 22:15
Balıkçılık artık yalnızca bir hobi değil
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Balık fiyatlarının artmasıyla birlikte olta balıkçılığına olan ilgi gözle görülür şekilde artış gösteriyor. Hobi olarak balık tutmaya gidenler ihtiyaç doğrultusunda balığa çıkıyor.

Olta balıkçılığına olan ilgi, balık fiyatlarına gelen zamlar sonrası büyük artışa geçti. 35 yıldır olta balıkçılığı malzemeleri satışı yapan Sinarit Olta Market sahibi esnaf Engin Kolbaşı, balık tutan vatandaş sayısının geçen yıllara oranla çok arttığını söyledi. Ülkede çok fazla olta faaliyeti olduğunu söyleyen Kolbaşı, vatandaşın artık ihtiyaç için balık tutmaya yöneldiğini belirterek “Aşağı yukarı 90’lı yılların başından bu yana oltacılık sektöründe varız. Baba mesleğini devam ettiriyorum. Bu yıl balık fiyatlarının artmasıyla insanlar olta balıkçılığına ilgi duymaya başladı. Balık tutmaya giden vatandaşlar, ihtiyaç da işin içine girince normalin iki katı balığa gitmeye başladı. Çoğu zaman fiyatlardan çoğu zaman işsizlikten insanlar 2 kez balığa gidiyorsa şimdi 4 kez gidiyor.” diye konuştu. Balık malzemeleri sektöründeki ürünlerin dolar ve euroya endeksli olduğundan bahseden Kolbaşı, “Dolar ve euro ne kadar artarsa sektördeki fiyatlar da o kadar pahalılaşıyor ya da ucuzluyor.” dedi.

BANDIRMA’DA DENİZ OLAN HER YER MERA

Deniz olan her yerin mera olduğun vurgulayan Kolbaşı, iyi balığı bulabilmek için denizi, havayı, ayı, yıldızı, basıncı ve birçok daha etkeni bilmek gerektiğini söyleyerek “Hangi balık ne zaman kıyıya gelir, hangi mevsimde ne yer, nerede yüzer, hangi derinliklerde yüzer bunların hepsini bilmek lazım. Üreme zamanlarında tatlısu balıkları için bir yasak söz konusudur. Denizlerimizdeki soyu tükenmekte olan balıklarımız için avlanma limitleri ve avlanamayan balıklar için yasaklar var. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.” diye konuştu. İstavritin denizlerin kuru fasulyesi olduğunu belirten Kolbaşı balık ve türleri hakkında bilgilerini şu şekilde aktardı:
“İstavrit her zaman beş vakit tutulur. Denizlerimizde en fazla tutulan tür budur. Onun haricinde tutulabilecek balıklar arasında ufak sürü balıkları yani istavrit, barbun, mezgit, gümüş balığı ve sardalyanın haricinde en fazla eşkina vardır ancak eşkina avlanması yasaktır. Minekop balığı var. O da sürü halinde ve aile olarak gezen bir balık türüdür. Bir de göçen balıklar var. Palamut ve lüfer gibi… İstanbul ve Çanakkale Boğazı’ndan gelip uğruyorlar. Biz de onlardan faydalanıyoruz.”

BALIK TUTARKEN BUNLARA DİKKAT!

Yeni balıkçılığa başlayan biri için tavsiye veren Kolbaşı, balık tutma ekipmanları alınırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Kolbaşı “İnsanlar videolara bakarak balıkçılık ekipmanlarını düzmeye çalışıyor. Yeni malzemeler ekipmanlar almaya çalışıyorlar. Bunu kesinlikle önermiyorum. Türkiye’nin her yerinde balık tutan arkadaşlar var. Aynı yöntemle aynı tarihte bile olsa hem Mersin’de hem de Trabzon’da balık tutamazsınız.” dedi. Bandırma’da aynı balığın mevsimsel olarak farklı yöntemlerle tutulabileceğinden bahseden Kolbaşı, “Bu yüzden internetten değil direkt bulundukları şehirdeki malzeme satanlarla muhatap olsunlar. Yoksa yanılırlar. Tutamazlar. Hevesleri kaçar. Bu yüzden balık tutma malzemesi alınırken bölgeyi tanıyan bir malzemeciye gidip araç gereçler oradan temin edilmelidir.” diye konuştu.

“AŞIRI AVLANMA MÜSİLAJA NEDEN OLUYOR”

Aşırı avlanma ve av yasağına uyulmamasının da müsilaj oluşumunda büyük etkisi olduğunu belirten Kolbaşı , deniz ekosisteminin dengesinin değişmemesi için aşırı avlanmadan kaçınılması gerektiğini vurguladı. Kolbaşı, “Bir hamsinin yumurtlama boyu 10 santimetredir, sardalyanın 12 santimetre,  gümüş balığının ise 7 santimetredir. Bu balıklar yemlik balıklar olup büyük balıkların yakalanmasında yardımcı olur. Denizin yemidir. Bu balıklar küçük boylarda yumurtalama zamanından evvel sadece yem fabrikalarındaki balıkların büyümesi için satılmak üzere tutulduğu zaman denizdeki plankton ölülerinin artmasına sebep oluyor. Bu da müsilaj olarak bize geri dönüyor.” dedi. Kolbaşı, müsilajın deniz canlılarının yaşamını olumsuz etkilediğini söyleyerek “Bizim sularımızda 1 buçuk yıldır zargana balığı yok. Bir iki tane görebiliyorsunuz. Eskiden ayağımıza çarpardı. Şimdi bir tane yok. Bunun sebebi de müsilajdır. Aşırı avlanmadan kaçınılması gerekli. Aksi takdirde müsilaj tabakası tekrar tekrar meydana gelecektir.” şeklinde konuştu.

Haber: Belit PEKTEZEL

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP