1952 yılında kalkınan Türkiye’nin mimarları, Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes tarafından temeli atılan Susurluk Şeker Fabrikası, 1955 yılında üretime açılmış,
bugün adeta bir tarihi eser gibi 45 km ötede 70 yıldan beri hâlâ kristal şeker üretiyor. Yan ürün olarak da melas, küspe ve alkol üretiyor; memleket ekonomisi yanında elbet de içinde Bandırma’nın da bulunduğu bölgeye müthiş bir ekonomik katkı sağlıyor. Böylesine değerli bir fabrikanın 2017 yılında üretimi çeşitli nedenlerle 7 yıl kadar durdurulmuştu. Peki bugünkü bu olumlu gelişme nasıl olmuştu…
SUSURLUK ŞEKER FABRİKASI’NIN KARNESİ – RAKAMLAR BAŞ DÖNDÜRÜYOR
Geçen yıl Susurluk’ta yayınlanan gazetelerde ogüne kadar hiç tanımadığım Susurluk Şeker Fabrikası Müdürü Kürşat Erdoğan ile ilgili haberler dikkatimi çekmişti. Hiç alışık olmadığımız bir fotoğrafta gördüğüm Müdür Erdoğan, pancar ekiminin yapıldığı köylere gidiyor, orada çay sohbeti sırasında köylülerle konuyla ilgili sohbet ediyordu.
Pancar üretiminin daha fazla alanda yapılması için onları ikna etmeye çalışıyordu..
Üreticinin sorunları nedir, nasıl yardımcı olabilirim sohbetin ana hatlarıydı…
Bu önemli iş öyle oturduğu yerde elbet olmazdı. Genç bir fabrika müdürünün böylesine önemli bir projeyi gerçekleştirmek için kolları sıvamış olması, üreticinin ayağına kadar gitmesi gerçekten önemliydi. Başarılı olması halinde herkes kazanacak, fabrika kazanacak, eken-biçen kazanacak, çalışan, taşıyan; özetle ülke kazanacaktı…
Müdür Erdoğan göreve yeni başlamış ve aynen öyle yapmış…
Açıklamalarına bakacak olursak; köy köy gezecek, pancar ekimini anlatacak, yeni ve büyük projeler geliştirecek…
Koltuğundan kalkacak, makamını terk edecek, sahaya inecek, sorun nerdeyse oraya gideceksin….
Zaten başka türlü de olmaz…
SUSURLUK ŞEKER FABRİKASI’NIN KARNESİ – RAKAMLAR BAŞ DÖNDÜRÜYOR_1
Hedefi büyük…
Hedefi; önceki müdür Hakan Çelik’in 652 bin ton işlediği pancar miktarını aşmak…
Zaten Hakan Çelik bu miktara başka merkezlerden gelen pancarlar sayesinde ulaşmış. Kürşad Erdoğan ise sadece Susurluk merkezde ekimi yapılan pancardan bahsediyor.
“Şeker fabrikası müdürünün üretim çabası” başlığıyla yazdığım köşe yazımın üzerinden 2 yıla yakın bir zaman geçti. Geçen ekim ayında pancar söküm mevsimiydi
ve dolayısıyla fabrika üretime geçmişti. Bu arada acaba Susurluk Şeker Fabrikası’nın 42 yaşındaki genç Müdürü Erdoğan çalışmaları başarılı olmuş muydu?
Geçen gün 70 yıl önce hizmete giren “Tarihi eser” diye nitelediğim fabrikaya gittim.
Konuyla ilgili görüştüğüm Susurluk Şeker İş Sendikası Şube Başkanı Yavuz Gürsoy, fabrika müdürü Kürşad Erdoğan’ın yaptığı çalışmalardan örnekler verdi ve verdiği bilgilerdeki rakamlar adeta başımı döndürdü…
Buyurun şimdi hakikaten döndürdü mü siz karar verin…
SUSURLUK ŞEKER FABRİKASI’NIN KARNESİ – RAKAMLAR BAŞ DÖNDÜRÜYOR_2
Susurluk Şeker Fabrikası’nın yeniden faaliyete alınmasının ardından kendi hammadde üretim alanlarında yıllık 25 bin ton olan üretimi yılda 350 bin tona çıkmış.. Bu sadece 1 yılda olmuş. Onun yanı sıra gecen sene 400 bin ton pancar işlenmiş. Bu sene kapanmadan önce günlük ortalama 1 ton pancar kesemeyen fabrika bugün bakın nasıl bu kapasiteye ulaşmış. 20-30 yılda günlük 5 ton, yıllık kapasitesi ise 5 bin 500 tonun üstüne çıkamamış. Ama bugün günlük 7 bin ton kesiyor.
Zaten 5 bin ton ile 1 milyon tonu 200 günde işlenmiş Ama işte günlük 7 bin ton kesim ile bunu 150 güne çekiyor. Pancarın bozulması engelleniyormuş.. Bu yıl yaklaşık 950 bin ton pancar işlenecek. 5 bin tondan 7 bin tona…Ve bunun sonucunda ise sadece 110 bin ton şeker üretilecekmiş..
SUSURLUK ŞEKER FABRİKASI’NIN KARNESİ – RAKAMLAR BAŞ DÖNDÜRÜYOR_3
Bunun yanı sıra melas ve küspe de olacak. Şu anda 240 bin ton kesim yapılmış. Halen devam eden kampanya dönemi sonunda 50-55 bin ton daha üretim gerçekleştirilecek. Bölgeye emsalsiz bir katma değer. Şeker üretimi de 110 bin ton olacak. Yozgat, Burdur, Kastamonu ve Eskişehir fabrikalarından gelecek şekerlerle birlikte yaklaşık 200 bin ton Marmara Bölgesi için stokta şekeriniz olacak. 2022-2023 yılı üretim döneminde 50 bin ton kristal şeker,19 bin ton melas,133 bin ton küspe elde edilmiş…
Bu artık emsalsiz bir değer. Bu artık cazibe merkezi haline gelmiş… Bu bölgede fabrikada depolarında şeker olmazken şu an da Türkiye’nin yüzde 35 şeker tüketimi gerçekleştiren Marmara Bölgesinde yani devletin elinde 200 bin ton şeker var. Yani, depolar ağzına kadar 50 kilogramlık şeker çuvallarıyla dolu demek…
7 yıl kampanya yapmamış üretim yapmamış bir fabrika, bir ton bile pancar işlememiş bir fabrika bugün yaklaşık 1 milyon ton pancar işliyor. İşte, 2 yıl içinde makamında değil asıl “sahada” görev yapan genç bir bürokrat Susurluk Şeker Fabrikası Müdürü Kürşad Erdoğan’ın karnesi…
Liglerde yenilmeyen takım yoktur. Ama işte bitime 11 dakika kala önce beraberlik golünü ye, bitime 5 dakika kala da 80 dakika 1-0 önde götürdüğün maçı 2-1 kaybet… İşte bu netice hoş olmadı. Oysa 2’inci dakikada galibiyet golünü atmak öyle pek de kolay olmamıştı. Maça aslında Bandırmaspor çok iyi başlamıştı.
Gol pasını veren Batuhan köşe çizgisi önlerinde topu almak için büyük mücadele vermişti. Zorlukla hâkim olduğu topu Dijitt’ye adeta al da at dedi ona da topu kaleye atmak kaldı. Bu gol çok kıymetliydi. Henüz oyunun başında 1 gol atarak galip gelmek sonra da bitime 10 dakika kala önde götürmek bence başarıydı ama son 10 dakikada oyun şekli birden değişti.
Oyuncu değiştirmek 76’ıncı dakikada olurken özellikle 5 oyuncu arasında Jozefzoon’un da kenara alınması hiç iyi olmadı. Olmadığı da zaten arka arkaya yenilen gollerden belli olmuştu. 5 kişiyi değiştirirsek galibiyeti koruyacaktık sözde ama bu hatamızı gören Bodrumspor 78’inci dakikada yani bizden 2 dakika sonra oyuna aldığı hücuma dönük oyuncularla Bandırmaspor ‘un namağlup unvanını elinden alıverdi. Kendi sahasına çekilen Bandırmaspor’a yapılan etkili hücumlarla goller “geliyorum” dedi adeta…
Vefakâr ve de cefakâr taraftarlarımız 3 otobüsle Bodrum’a gelerek takımına destek olmuşlardı. Büyük özveriydi…
Şimdi bu maçı unutalım. Önümüzde lig lideri Eyüp sporla maçımız var. Attığı 22 gol ve yediği 6 gol ile güçlü bir takım…
Bandırmaspor bu maçta gerçek gücünü göstermeli. Şimdiden başarılar dilerim.
Şen geldi ama Sergen boş kaleye giden topu engellemeseydi “şen” yerine “boynu bükük” gelecekti. Teksüt Bandırmaspor maçlara öyle başlıyor ki rakibine sanki adeta “bir an önce gol at da rahat edeyim!” diyordu. Oyunu özellikle ilk yarıda kendi sahasında kabul ediyor ama bu oyun şekli de tehlikeli oluyor ki golü de zaten bu arada yiyiyoruz. Göztepe maçı da önceki maçlar gibi ağır tempoda başladı ve 32. dakikada golü yiyince işler değişti. Karşılaşma birden hızlandı ve işte bu sırada devre bitti bitiyordu ki gol makinemiz Jozefzoon topu iyi takip etmenin ve fırsatçılığını gösterince soyunma odasına beraberliği yakalamış rahatlamış olarak gitti.
İkinci yarıda daha derli toplu akın yapan bir Bandırmaspor vardı. Ancak bu dakikalarda Göztepe daha baskılı oynuyordu ve tehlikeli oluyordu. İki takım da karşılıklı akınlarda gol kaçırma yarışına girince maç zevkli hale geldi. Bu arada kalecimiz Gelios topla oynarken kaptırdığı top kalemize giderken Sergen çizgi üstünde topun kaleye girmesini önledi. Sergen maçın berabere bitmesinde çok önemli rol oynadı. Gelios da yaptığı hata dışında başarılıydı.
Deplasmandan 1 puanla gelmek başarı demeyeyim de iyi netice diyebilirim. Bandırmaspor ilk devrede oynadığı yavan oyundan vazgeçerse daha başarılı olabilir. Burnu kırılan Mücahit’in yokluğu takımı olumsuz etkiledi. Her geçen hafta Bandırmaspor biraz daha iyiye doğru gidiyor. Ligin başında ne demiştik; “sabırlı olalım…”
Gerçek Bandırmaspor taraftarları bu maç da takımını yalnız bırakmadı. Bandırma’dan 13 otobüs, 4 küçük otobüs ve özel araçlar yanında İstanbul ve Ankara’dan gelen takviye taraftarlarla birlikte tribünleri dolduran yaklaşık 1000 vefakâr taraftar takımlarına büyük destek verdi. İzmir polisinin Bandırmaspor taraftarlarının maçın oynanacağı sıtada ulaşmaları sırasında geçen yılın aksine gösterdikleri yakın ilgi de taraftarları sevindirdi.
Bandırmaspor’un geçen hafta Giresunspor karşısındaki olumlu futbolunu görenler Sakaryaspor karşısındaki özelikle ilk 20 dakikadaki yavan oyununu görünce “hayırdır inşallah” demeye kalmadı 19’uncu dakikada golü kalesinde görüverdi. Maç başlar başlamaz topla kalesi önünde “al gülüm- ver gülüm” şeklindeki oynayınca karşı takımın üstlerine gelmesini bekleyen Bandırmaspor bunu çok fazla yapınca Sakarya bunu yemedi!.. Yemediği gibi yapılan hatalar fazla olunca top bir anda rakip oyuncunun ayağından kalemizde görüverdik.
Sanki gol yemek için karşı takıma yalvarıyorduk. Devre ortada ve yavan geçti ama devrenin ikinci uzatma dakikasında Mücahit ile attığımız gol ile soyunma odasına moralli giden Teksüt Bandırmaspor ikinci yarıda gereğini yaptı. İkinci yarıda beraberlik golüyle kendine gelen Borda-beyazlı takım maça ağırlığını koyunca seyri zevkli bir karşılaşma izledik. Dijitte’nin attığı ikinci gol ise takımı iyice rahatlatınca doğrusu üçüncü golü bekler olduk. Vasat bir takım görüntüsündeki Sakaryaspor zaman zaman tehlikeli olmasına rağmen geçen haftanın golcüsü Jozefoon 90 artı 9 da son sözü söyledi. Jozefoon’u geçen hafta Giresunspor karşısındaki attı gol nedeniyle övmüştüm. Aynı fırsatçılığını Sakarya karşısında da gösterdi. Soldan ortalanan topu çok iyi takip etmiş ve fırsatçılığını göstermişti. 3 gol 3 altın puan; tebrikler Bandırmaspor…
Maç hem sahada hem tribünlerde dostane şeklinde geçti. Başkan Onur Göçmez’in Sakaryaspor taraftarlarının maça gelmeleri için verdiği izin çok olumluydu. Geçen hafta olay çıkaran Giresunspor idarecilerinin kulakları çınlamıştır herhalde…
Mücadele edersen kazanırsın… Uzaktan bakmakla olmuyor.…Nitekim öyle oldu; Giresunspor maçı ve sonunda da galibiyete ulaşıldı.
Tribünler Giresun taraftarlarıyla doluyken bizim taraftarlar sadece 4 kişiydi ama yetti… Çubuklu forma ile yeğenim Muharrem, Ordu’dan gelmiş. Teksüt Bandırmaspor oyuncuları maça çok rahat başlamalarının bir nedeni de tribünlerden bazı sözde taraftarlardan gelecek küfürler yoktu.
Çok coşkulu bir Giresun taraftarı yeri göğü inletirken Bandırmaspor’un yapacağı iş bir an önce bir gol atıp onları susturmak çok yerinde olacaktı. Bandırmaspor da öyle yaptı…Teksüt Bandırmaspor önceki 2 maça göre çok farklıydı. Çok istekli ve çok enerjik bir takım görüntüsündeydi. Tribünleri bir süre susturan golü de böyle çok koştuğumuz çok seri hücuma kalktığımız bir sırada, 16’ıncı dakikada geldi. Bordo –beyazlılar ısrarla sol kanadı kullanmaları yerindeydi. Özellikle Metehan’ın solaçıktan ortaları tehlikeli olurken güzel ortasının çok iyi takip eden Josef fırsatçılığını golle taçlandırdı. Erken gol hem fındıkçıları susturdu hem de sahadaki fıstıkçıların oyun düzenini bozdu. Hatta ilk yarının uzatma dakikalarında tam 3 gollük pozisyon netice verseydi soyunma odasına en az 2-0 önde gidebilirdik.
90. dakikada Giresun üst direğinden bir şutumuz geri dönmüştü. Daha fazla şuta ihtiyacımız var… Onun için şut kısırlığımızdan kurtulursak gollerimiz çoğalabilir… Kalecimizle geri paslar bir yere kadar yerindeydi ama fazlası zararlı olabilir…
Çok değerli bir galibiyetle Bandırma’ya dönen Bandırmaspor’u tebrik ederim.
News
