Uzun bir aradan sonra yine siz okurlarımla bir araya gelmenin mutluluğunu yaşıyorum. Ancak ne yazık ki Bandırmaspor bu mutluluğu bozdu. Geçen seneden beri son dakikalara önde girip, kaybedilen kaçıncı maç oldu ben hatırlamıyorum. Kronikleşmiş bir hastalık halini aldı. Ligin en büyük şampiyonluk adayı karşısında, geriye düştükten sonra öne geçiyorsun, rakibin 10 kişi kalıyor, 90 artılar oynanırken iki gol yiyip maçı veriyorsun. Nerden tutsan elinde kalıyor.
Oynanan oyunla ilgili çokta anlatılacak bir şey yok aslında. Hüseyin Eroğlu geldiğinde, bu sezon için olmasada önümüzde ki sezon için oldukça umutlanmıştım. En nihayetinde şampiyon ve bu ligi çok iyi bilen bir hoca. Fakat ne yazık ki yönetim, kendi kurduğu bu yetersiz kadronun faturasını yine hocaya kesti. Bu böyle olmaz, böyle kulüp yönetilmez. Bu sezonu gözden çıkartıp önümüzde ki sezon için hazırlık yapmanız gerekirken, hocayı gönderiyorsunuz. Gelecek tepkilerden mi korkuyorsunuz? Bundan kaçış yok, elbette tepki olacak. Yönetim olarak bunlarla başa çıkmakta sizin göreviniz.
Hoca göndermek, kafanı toprağa gömmekten başka bir şey değil. Ayrıca bu durumun farklı eksileri de olacaktır. Bundan sonra gelecek hocalar içinde kötü referans oluşturuyorsun. Gelecek olan adam bakmayacak mı zannediyorsunuz? Nasıl ki siz birini göreve getirmeden önce geçmişine bakıyorsanız, bu adamlarda sizin cv nize bakıyorlar. Peki baktıkları zaman ne görecekler sizce? Ben size söyleyeyim. İki senede 6-7 hoca değiştirmiş, kurdukları kötü kadroların getirdiği başarısızlıkları hocaya yıkan, hocasının arkasında durmayan, hocasını hemen satan bir yönetim görecek.
Ara transfer döneminde yapılan saçma sapan transferler var. Hadi ara transfer döneminde nokta atışı yapmak çok zor, buna göz yumalım. Sezon başı transferlerde farklı değil. Takım sezon başından beri devşirme sağ bekle oynuyor. Bu hocaların suçu mu? Transfer yaparken para ver, adamdan istediğini alama ama maaşını öde, sezon ortası sözleşmeyi fesih et yine para öde; sonra başkan kulübe cebinden bu kadar para ödedi. Yok öyle bir dünya. Zamanın da doğru düzgün transfer yap, cebinden de o kadar para ödeme.
Kimseyi bulamadığın içinde daha önce 6. hafta kovduğun Yusuf Şimşek’i getirirsin. Yusuf Şimşek’ten beklentiniz ne? Yusuf Şimşek’i getirmek açık açık ben bu sezonu gözden çıkardım diyorsun. Gözden çıkardıysan Hüseyin Hoca’nın gitmesine neden izin veriyorsun? Bir de Hüseyin Hoca’nın açıklamasında başkanımız Onur Göçmez diyor, benim hatırladığım kendisi görevi bırakmıştı. Geri mi geldi?
Sonuç olarak kendi düşüncem kulübü zor günler bekliyor. Bu kafayla bu sezon öyle veya böyle biter ama önümüzde ki sezon çok sıkıntılı günler bizi bekliyor.
Gerçekten hakeme rağmen alınmış bir galibiyet. Yıllardır uğraştığımız İstanbul lobisi, dün akşamda görevdeydi. Ümraniye’ye ilk galibiyetini aldırmak için çok uğraştılar. Maçın orta hakemi Alpaslan Şen’in akıl almaz kararlarına rağmen alınmış bir üç puan. İptal edilen golümüzdeki faul pozisyonu gibi her maçta en az 10 tane oluyor ve devam kararı çıkıyor. Bunu oyunun akışında vermiş olsa mazereti olabilir. VAR’ın çağırması ve orta hakemin izledikten sonra uydurma bir faul ile iptal etmesi inanılır gibi değil. Levent’in görmüş olduğu kırmızı kartta ağır bir karar oldu. On kişi kaldıktan sonra normal olarak oyun planımız bozuldu. 35-40 dakika eksik oynamak zordur. Bu kadar kötü bir hakem yönetimiyle alınmış 3 puan değerlidir.
Ancak gelişen bir oyunumuz var bu umut vermeye başladı. Mustafa Çeçenoğlu geçen haftaki performansından sonra bu hafta beklentilerin biraz altında kaldı. Jozefzoon’u aradığımız bir maç oldu. Levent sağ içte oynamaya başladıktan sonra performansında ciddi bir artış var. Attığı gol çok güzeldi. Metehan bazen, son toplardaki kararları hatalı. Pas verse farkı arttırabileceğimiz pozisyonda neredeyse orta sahadan çektiği şut gereksizdi. Sonrasında da yine benzer bir pozisyonda kötü tercihlerde bulundu. Ama iyi niyetli olması ve oyuna kattığı dinamizm takım için çok önemli.
Onur Göçmez’in hafta içi yaptığı açıklamalara da değinmeden edemeyeceğim. Bandırmaspor başkanının Beşiktaş’a başkan olmak, yönetiminde olmak hayalim gibi bir açıklama yapması kabul edilebilir bir şey değil. Bandırmaspor başkanı hayali olsada başka bir kulübün yönetiminde olmak istediğini dile getirmez. Bu, şu anlamamı geliyor acaba? Yaklaşan muhtemel Beşiktaş seçimlerine göz mü kırpıyorsun? Beşiktaşlı olduğunu herkes biliyor zaten ama bunu sıklıkla gündem yapmak doğru değil. Ülkemizde futbol kamuoyunun çok kolay değişebildiğini hepimizden iyi senin bilmen gerekiyor. Yarın öbür gün Süper Lig’e yükseldiğimizde ya da Türkiye Kupası’nda eşleştiğimizde art niyetli insanların ağzına laf vermemen gerekli.
Haftaya ligin en formda ekiplerinden Çorumspor’u konuk edeceğiz. Galibiyet aradaki puan farkını açmamızı sağlayacak. Thomas Verheijdt en çok dikkat etmemiz gereken isim. Çorum’un Hollandalı golcüsü çok formda ve çok tehlikeli bir isim.
Ligdeki sıralamamızı doğrudan etkileyecek çok önemli bir maçtı. Böyle bir maça çok önemli iki eksikle çıktık. Kadrolar açıklandığında Soukou’yu göremeyince hayal kırıklığına uğramıştım. Jozefzoon’un yokluğunda takımda adam eksiltme konusunda en önemli isimlerden birisi. Ancak erken bulunan gol ve daha 20. dakikada Gençlerbirliği’nin 10 kişi kalması işimizi çok kolaylaştırdı. Maçtan önce Ersan Parlatan’a sorulsa o da böyle bir senaryo yazardı herhalde. Oynanan futbola dair çok konuşulacak bir şeyin olmadığı bir maçtı.
45+ da gelen ikinci golde çok önemliydi. Devre arasına 1-0 girmekle 2-0 girmek arasında moral olarak çok büyük fark var. 56’da bir kırmızı daha görüp aynı pozisyonda üçüncü gol gelince maç orada bitti aslında. Bobadilla’nın gole kavuşması, Doğancan’ın eski formundan sinyaller vermesi takım için güzel gelişmeler. Mustafa Çeçenoğlu’nun iki asist ve birde asist pası yapması forma savaşında bende varım demek. Gelios’a penaltı dışında hiç iş düşmedi desek yeridir. Penaltı pozisyona gelirsek artık bu gibi pozisyonlarda futbolcuların akıllı olması gerekiyor. Sahada ki hakeme yedirsen bile VAR var. Bazıları buna refleks diyecektir ama böyle refleks olmaz.
Ligde iki namağlup takımdan biriyiz. Bu haftaya kadar oynanan oyunu eleştirdim ama bu göz ardı edilecek bir şey değil. Bir şekilde kaybetmiyor takım. Zamanla havaya girecektir ama kondisyon ciddi bir problem.
Gençlerbirliği defansının ve kalecisinin yan top ve duran toplarda bu kadar zafiyet göstermesi inanılır gibi değil. Önümüzde ki haftalarda rakiplerinin iştahını kabartacaktır.
Haftaya Ümraniyespor deplasmanı. Henüz 3 puanla tanışmadılar ve şu an ki mevcut durumda ligden düşmesi en muhtemel takım. Ama bizim kolayı zora, zoru kolaya döndürdüğümüzü düşünürsek çok rahat olmamak gerekiyor.
Göztepe deplasmanı her ne kadar formsuz olsalarda her zaman zor olmuştur. Özellikle bu sene içerdeki iki maçını kaybetmişken; bu maça ekstra bir motivasyonla, kendi sahasında ki ilk üç puanı almak için çıkmışlardı. Maçta zaten böyle başladı. Bandırmaspor oyunu daha çok kendi yarı sahasında kabul edip, Jozefzoon ve Metehan’ı kullanıp ani ataklarla tehlike yaratmayı planladı. Ancak pekte başarılı olamadı.
Djitte’nin ciddi bir futbol bilgisi problemi var. Pas vermesi gerektiği yerlerde pozisyonu zorluyor. Bu bazı durumlarda da kontra atak yememize sebep oldu.
Mücahit’in kademe hatalarından ciddi pozisyonlar yakalayan Göztepe de golü böyle buldu. Göztepe ilk yarı orayı çok kazıdı, özellikle Tjanic biraz daha becerikli olsaydı can sıkıcı bir sonuçla dönebilirdik. Neyse ki Gelios bu haftada olası bir üç puan kaybını engelledi. Ersan Parlatan’da Mücahit’in aksadığını görüp Batuhan Adıgüzel’i oyuna aldı ama oda istenilen performansı veremedi.
İlk yarıda topa hakim olup üst üste pas yapabildiğimiz ilk pozisyonda golü bulduk. Jozefzoon bu takım için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Umarım sakatlığı ciddi değildir ve önümüzde ki hafta forma giyer.
İkinci yarıda tam bir kaos futbolu vardı. Orta sahalar düştü, ileride top tutabilen ise Göztepe oldu. Sezon başladığından beri 65. dakikadan sonra takım oyundan düşüyor. Özellikle orta sahanın enerjisi yetmiyor. Buda baskı yememize neden oluyor. Top ne kadar çok senin sahanda oynanırsa, o kadar fazla hata yapma riskin artar. Gelios’tan beklenmedik bir sakarlık geldi ama Sergen topu çizgiden çıkarttı.
İlk başta da dediğim gibi Göztepe deplasmanı zordur, bir puan fena değildir ama bu kadar kötü futbol oynayamazsınız. Namağlup gidiyoruz ama oynanan futbol ilerisi için kesinlikle ümit vermiyor.
Önümüzdeki hafta içeride Gençlerbirliği’ni misafir ediyoruz. Gençlerbirliği geçen seneki gibi değil. İlk mağlubiyetlerini bu hafta, ligin favorilerinden Eyüpsor’a karşı aldı. Kolay maç olmayacak, üç puan alabilirsek Gençlerbirliği’ni sıralamada altımıza alacağız.
Bu galibiyet geçen haftaki Boluspor beraberliğini kotarır. Ancak oyun olarak hala istenen seviyede değil.
Takımın net iki önemli eksiği var. Birincisi kondisyon, ikincisi pas kalitesi. 60. dakikadan sonra orta saha oyundan düşüyor. Ersan Parlatan‘da oyuncu değişikliği konusunda geç kalıyor bu sebeple de rakip kim olursa olsun 2. bölgeyi çok rahat geçmeye başlıyor. Özellikle Metehan ve Doğancan’ın etkisiz kalması, orta sahaya ve Mücahit’e fazladan yük binmesine sebep oluyor.
Pas kalitesinin olmaması, topun bizde daha az kalmasına sebep oluyor. Top ayağında kalmazsa, fazladan koşu yapman gerekiyor ve yine kondisyonun yetmiyor. Bu oyunun temel kuralıdır, pas kaliten düşükse topu karşıya verirsin ve şok presle rakibi bozarsın. Bunu ilk 45’te yaptık ve ilk yarının sonlarında ciddi pozisyonlarda yakalandı. Fakat ikinci yarıda istenilen oyunu sahaya yansıtamadık. Josefzoon’un istekli oyunu gelecek vaad ediyor.
Bu takımın Soukou’ya ihtiyacı var. Gösterilen performanslara bakılırsa da dışarıda kalacak isim Doğancan gibi duruyor. Geçen sene yeterli süre bulamaması Doğancan’ı geriye götürmüş ama kaptan zamanla kendisinden beklenen seviyeye çıkacaktır. Djitte maalesef yeterli değil, Bobadilla hazır olduğu zaman formayı kesinlikle alacaktır.
Maçın kırılma anlarından birisi 60. dakikada Mulumba’nın 4’e 1 yakalandığımız pozisyonda yapmış olduğu müdahale. Eğer o müdahaleyi yapamasaydı ve skor 1-1’e gelseydi, sonrasında büyük problemler yaşanırdı.
Haftaya Sakarya’yı misafir edeceğiz. Keyifli bir maç olacağını düşünüyorum.
News
