Makam mı Hizmet mi?

Günümüz siyasetinde, oy toplama ve seçim kazanma yarışı, sıklıkla hizmet sunma amacından uzaklaşıyor. Siyasetçilerin oylarını artırmak için verdiği sözler, seçimler sona erdikten sonra unutuluyor. Bu durum, birçok insanın siyasilere güvenini sarsıyor ve toplumun genel hoşnutsuzluğuna yol açıyor.

Peki, ya siyasiler sadece oy kazanmak için değil, gerçekten hizmet sunmak için mücadele etselerdi?

Bu soru, düşünmeye değer bir konu. İşte bu konu üzerine biraz düşünürsek ne olur ?

Toplumsal İhtiyaçlar Öncelikli Olur

Siyasiler, halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak için daha fazla enerji harcardı. Eğitim, sağlık, altyapı gibi alanlarda daha etkili politikalar üretmek için çaba sarf etmeleri, toplumun refahını artırabilir.

Dürüstlük ve Şeffaflık  olur

Hizmet odaklı siyasiler, daha açık ve şeffaf bir yönetim anlayışını benimserlerdi. Bu da demokrasinin temel taşlarından biridir ve toplumun güvenini artırır.

Uzun Vadeli Planlama Yapılır

Oy için mücadele yerine hizmet için mücadele eden siyasiler, uzun vadeli planlama ve sürdürülebilirlik konularına daha fazla dikkat kesilirlerdi. Bu da gelecek nesiller için daha iyi bir dünya bırakma amacına hizmet eder.

Partizanlık Azalır

Siyasetin sadece oy kazanma amacı güdülmediği bir ortamda, partizanlık azalır. Siyasi rekabet, daha yapıcı ve işbirliği odaklı bir şekilde gerçekleşebilirdi. Aynı parti içinde bile çatışmaların önüne bile geçilir.

Ancak gerçek dünya, siyasetin karmaşıklığıyla dolu. Siyasilerin oy kazanma baskısı, hizmet sunma amacını bazen geride bırakabiliyor. Bu nedenle, halk olarak seçilmiş temsilcilerimizden daha fazla hesap verebilirlik ve şeffaflık talep etmek önemlidir. Siyasetçiler, toplumun gerçek ihtiyaçlarına daha iyi hizmet etmek için oy kazanma yarışının ötesine geçebilirlerse, daha iyi bir geleceğe yol açarlar.

“Başa geçmeden nasıl isteklerinizi yerine getiririm” kafasında olan siyasiler aslında bizim beklentilerimizin yansımasıdır.

Benim adamım olsun da arsamı parsele açsın.

Benim adamım olsun da akrabalarım işe alınsın, çocuğuma masa başı iş verilsin.

Bizim insanımız olsun, kat mülkiyetini aşınca ses çıkartmasın.

Bizim insanımız olsun da ben egolarımı tatmin edeyim. Malıma mal katayım.

Benim insanım olsun da ne olursa olsun…

Ama toplum için  fayda sağlayacak şeyleri isteyen yok!

Çevre ve doğa için fayda sağlayacak insanları isteyen yok!

Adaletli olsun liyakat sahibi insanları istihdam etsin diyen yok!

Şehrin  kalitesi için mücadele etsin diyen yok!

Kendi menfaatlerimizin esiri olduğumuz sürece oy için mücadele eden insanları koltuklarda göreceğiz.

Hizmet istiyorsak, ilk önce kendimizi düşünmekten vazgeçeceğiz…